SİR Raporuna İtiraz Dilekçesi
- Mehmet Furkan KALENDEROĞLU
- 26 Tem
- 3 dakikada okunur
BAFRA 2.AİLE MAHKEMESİNE
DOSYA NO : 2025/ E.
DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLİ : Av. Mehmet Furkan KALENDEROĞLU
KONU : 18/06/2025 Tarihinde tarafımıza tebliğe çıkarılan sosyal inceleme raporuna ilişkin beyanlarımız ile aleyhe hususlara itirazlarımızın sunulmasıdır.
AÇIKLAMALARIMIZ :
Sayın Mahkemenizde görülmekte olan boşanma davasında, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik Bafra ADM ve Trabzon ADM( Trabzon 2. Aile Mahkemesi'nin 2025/9999 Talimat dosyası aracılığıyla) tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporları tarafımıza tebliğ edilmiştir. Rapora karşı itirazlarımızı sunma zorunluluğumuz doğmuştur şöyle ki;
Tek Çocuğun Velayeti ve Mesleki Kolaylık İddiası: Davacı- karşı davalı taraf, müvekkilin “tek çocuk velayetini mesleki kolaylık amacıyla talep ettiği” yönünde bir iddiada bulunmuştur. Müvekkil, memuriyeti nedeniyle tayin hakkına sahip olup, velayet kendisine verilirse çocuklarının yaşadığı şehre tayin isteyebilecek ve tüm çocuklarıyla sürekli temas imkânı sağlayabilecektir. Çocuğun yüksek menfaati böyle bir imkânla doğrudan ilgilidir. Somut olayda babanın görev-yönelim durumu ve çocuğun menfaati birlikte değerlendirildiğinde, velayetin babaya verilmesi tüm çocuklar için gerekli ve uygundur.
Babanın İmkânları ve Çocuğa Olan Uygunluğu: Müvekkil , düzenli geliri ve uygun yaşam koşulları olan bir baba olup çocuğun ekonomik, duygusal ve fiziksel bakımı için gerekli şartlara sahiptir. Uzman raporlarında babanın maddi ve sosyal imkânlarına dair olumsuz bir durum tespit edilmemiştir. Aksine, TMK ve yerleşik yargı kararlarına göre velayet düzenlenirken esas alınacak kriter çocuk yararıdır; ana-baba yararı karşılaştığında çocuk yararına üstünlük tanınmalıdır. Annenin çalışmıyor oluşu, mevcut durumda yaşadıkları evin oldukça kalabalık oluşu, erkek çocukların baba figürünü tanıyamadan babadan uzak büyümeleri, köyde yaşamaları sebebiyle taşımalı bir şekilde okula ulaşım sağlayabilmeleri, kendilerine ait kişisel alanlarının kısıtlı olması göz önünde bulundurulduğunda müvekkilin çocuklarına sağlayabildiği imkanlar oldukça fazladır.
Müvekkilin çocuklara sağlayacağı istikrarlı aile ortamı ve bakım koşulları, annede kısmen görülen sorunlara kıyasla çocuğun menfaatine daha uygundur. Dolayısıyla “anne lehine tek taraflı değerlendirme” şeklindeki iddiayı kabul etmemiz mümkün değildir.
Müvekkilce, davacı-karşı davalı anne tarafından muska yazdırıldığı, cinci hocalara başvurulduğu, duvarlarda örümcekler görüldüğü gibi inanış ve halüsinasyon belirtileri bildirilmiştir. Nitekim talimat ile dinlenen tanıklar da benzer şeyleri beyan etmişlerdir. Bu tür bulgular TMK m. 348/I/1’de “hastalık veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememeye” örnek gösterilmektedir. Özellikle “hastalık” diye tabir edilen bu durum, anne adayının sağlıklı bakım ve koruma sağlayamayacağını ortaya koymaktadır. Mahkemenin çocuğun üstün yararını gözeterek bu tür riskleri göz ardı etmesi kabul edilemez. 05.08.2024 tarihli Cevaba cevap dilekçemizde de yer aldığı üzere Davacı-karşı davalı taraf her ne kadar çocukların velayetini istemekte ise de çocukların bakım yükümlülüklerini yerine getirebilecek durumda değildir. Şöyle ki müvekkilin görevde olduğu dönemde Öm..... ....... Bafra'da annesinin gözetimi altında iken içtiği şurupla zehirlenmiş ve 3 gün fakültede yatarak tedavi görmüştür. Bu olay sebebiyle müvekkil kolluk tarafından aranmış, eşinin ihmalinden sebep şikayetçi olup olmadığı sorulmuştur. Bu hususa ilişkin gerekli araştırmalar mahkemece yapılmamıştır.
Kardeşlerin Ayrılmaması İlkesi ve Her Çocuğun Menfaati: Karşı taraf, üç kardeşin birlikte yaşaması gerektiğini ileri sürmektedir. Gerçekten Yargıtay kararlarında, çocukların kardeşlik duygusu dikkate alınarak “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması” ilkesine atıf yapılmıştır. Ancak bu ilke somut davanın özel koşullarıyla sınırlı olmayıp, her somut olayda çocuğun üstün yararı esas alınır. Yargıtay da belirtmiştir ki kardeşlerin ayrılmaması ancak çocuğun yararı buna engel teşkil etmezse gözetilmelidir.
Somut olayda her üç kardeşin ayrı evde yaşaması gibi bir zorunluluk yoktur; ayrıca her bir çocuğun ayrı ihtiyaç ve yararı bulunmaktadır. Üç kardeşin “soyut bütünlüğü”nden önce, her bir çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi nazara alınmalıdır. Bu bağlamda üç kardeşi bir arada tutma temel argümanı, her zaman somut menfaat kriterini yerine koyamaz.
Yukarıda izaha çalışılan açıklamalarımız ve re'sen ele alınan nedenlerle; müşterek çocuklardan ................ .....................'ın velayetinin davalı- karşı davacı babaya verilmesine ve haklı davamızın kabulüyle, tarafımıza yöneltilen haksız karşı davanın reddine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 23/06/2025
DAVALI-KARŞI DAVACI VEKİLİ Av. Mehmet Furkan
KALENDEROĞLU

Yorumlar